Freud
Hepimiz biraz da olsa bu isme aşinayızdır. Çarpıcı fikirleri, kışkırtıcı teoriyle yirminci yüzyılda adeta tıklayan bir saatli bomba gibi görülmüştür ki günümüzde hala adından sık sık bahsettirir. Freud’un mirası, Batı Kültürü’nün en derin noktalarına nüfuz eden fikirleri sayesinde bilimi aşmıştır. Gün geçmiyor ki, onun çalışmalarında ortaya attığı bir şeyleri alıntıladığımızı fark ettiğimiz bir muhabbetin içinde olmayalım. Bazı teorileri insanları öyle kızdırmıştır ki ismini Fraud (sahtekar) olarak telaffuz etmeliyiz fikri ortaya atılmıştır.
Oedipus ;
(Sigmund Freud’un kurduğu psikanalitik kurama göre Oedipus Karmaşası karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsindeki ebeveyni saf dışı etme konusundaki çocuğun beslediği duygu düşünce ve fantezilerin toplamıdır. Freud’a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Günümüzde de kız çocukların babalarına düşkün olmaları, babalarından ilgi beklemeleri ve onlara şımarmaları; erkek çocukların annelerine düşkünlüğü, annesiyle beraber uyumak istemesi ve babasını kıskanması buna örnek olarak gösterilebilir.
Freud’un 3-5 yaş dönemine denk gelen psikoseksüel evrelerin fallik dönemindek erkek çocuğun annesine duyduğu aşk nedeniyle babası tarafından cezalandırılacağına dair korkusuyla yaşadığı karmaşaya odipius karmaşası adını vermiştir. Yunun mitolojisindeki Sophokles’e ait Kral Oedipus hikayesinden esinlenerek adlandırmıştır.)
ve Electra kompleksi teorileri hala insanları öfke nöbetine sürükleyebilir. Böylesine çarpık fakat dahiyane fikirleri Freud’u hala belli bir yere koymamızı engeller. Onu seviyor muyuz? Yoksa biz de meydanda benliğini içeren fikirleri yakmak mı istiyoruz? Freud kendiliğiyle insanların onu algılama biçimini geri döndürülemez bir şekilde etkilemiştir ve bu tasarımda Freud’u olduğu kişinin dışında algıladığım birey olarak ortaya çıktı. Freud’un eski bir arkadaşı Jung’a göre de insanlığın kolektif bilinçaltına bağlanıp bu simgeleri, varlıkları buradan çekip dünyamıza da getiren bizleriz. Kimisi aslında bir erdemin, kimisi ise bir kötülüğün sembolü olabilir. Hep birlikte bir ve bütünü tamamlayan sıfatları ve özellikleri de barındırırlar. Karşınızda “bir ve bütün” olarak Sigmund Freud.