Hakkımızda

“Moko Art Design, İstanbul Kadıköy'de Faruk Özcan tarafından yaratılan ve tasarlanan bir mücevher markasıdır. 2016 yılında kurulan, her parça lüks ve hikaye anlatımının uyumlu bir şekilde yan yana gelmesiyle sanat, tarih ve bilim dünyasından ödünç alınan sembolizm açısından zengindir. Her parça, ikonik sembollerle ve hikayelere alışılmadık hassas bir keşiftir. Faruk, anlam taşıyan, nesiller boyu aktarılacak el yapımı törensel takılar yaratmak için çalışıyor.”

2005’den 2016’ya kadar dünyanın en eski ve büyük kuyum pazarlarından biri olan İstanbul’un ünlü Kapalıçarşı’sında çok güzel insanlarla denk düştü yollarım. 2005’te Ermeni bir ustanın yanında çırak olarak başladım. Bir pırlanta atölyesinde 3-4 yıl kadar çıraklık yaptım, sonrasında kalfalık ve ustalık olarak çarşıda 2016 yılına kadar farklı pırlanta şirketleri ile çalıştım. Şu “çekirdekten yetişme” dedikleri gibi bir meslek hayatım oldu.

Mücevher firmalarının yorucu ticari kaygıları yüzünden, sıradan tasarımlarından sıkılarak kendi tasarımlarımı Kapalıçarşı’da öğrendiğim geleneksel kuyum teknikleri, kendi ilgi alanım olan heykel ve oymacılığı birleştirerek Moko Art Design adı altında yenilikçi bir mücevher markası oluşturdum.

Moko Art Design’daki "Moko" Yeni Zelanda yerlileri Maorilerin avlanmaya çıkmadan önce yüzlerine yaptıkları bir çeşit kamuflajdır. Bu kamuflaj zamanla kalıcı bir dövme halini almıştır. Kabile sakinlerinin kültür seviyelerine, avlanma yeteneklerine, özel güçlerine, bilginliklerine ve çocuk sayısına göre yüzlerindeki çizgiler artmıştır. İnsanoğlu var olduğu tarih boyunca kendi için kutsal ve nihai olduğunu düşündüğü tüm simgeleri farklı yüzeylere resmetmeye çalışsa da kendi duygu ve düşüncelerini mimikleri yoluyla ifade ettiği ve fiziki iletişimin çoğunlukla başlangıç noktası olan suretlere yapılan bu dövmeler bireyin içsel yolculuğunun en saf ve mutlak kanıtı niteliğindedir. Moko bir savunmadır bir kamuflajdır, Moko saldırıdır, çoğalmak ve yok olmaktır, Moko doğayla bir bütün olmaktır.

Doğanın sunduğu mistik hikayeleri, evreni ve yarattığı büyük sanatçıları etnik bir havuzda harmanlayarak yaptığım tasarımları tamamen el işçiliği ile ortaya koymaktayım.

Sanat ve Tasarım ilgi alanlarımdır. Etnik ezgilerin, detaycı resimlerin, yaşanmışlıkların ve ruhumu idrak edebilmek adına yaratılan enstrümanların verdiği hazza doyabilmek için sanatın çeşitli dallarında merakımı sürdürmeye devam ediyorum. Bu merak ile birlikte heykel, müzik ve resim sanatında da işler üretiyorum fakat sadece mücevherlerimi satışa sunuyorum.

Mücevherlerin sessiz samimiyetini ve zarafetini hikâye anlatımının büyüsüyle birleştirmeye çalışıyor; mitlerden, kültürlerden ve hem yeni hem de eski hikâyelerden doğan anlatılar; evrensel ve kişisel yapılar üzerinden ilerlemeye çalışıyorum.

Üretimin her aşamasında mükemmel işçiliğe önem veriyorum. Kaliteli ve etik kaynaklı malzemeler kullanarak zamansız tasarımlar yaratmaya çalışıyorum. Zanaatkârlığı, kullanıcının benzersiz kişisel stilini tamamlayan parçalar yaratmada hayati önem taşıyan ayrıntılara odaklanıyorum. Harika mücevherlerin sadece güzel olması gerektiğine değil, aynı zamanda bir hikâye anlatması ve bir sihir duygusu uyandırması gerektiğine inanıyorum.

2016'dan beri binlerce insana ulaştı tasarımlarım. Bu güzel serüvende dokunabildiğim herkes için çok mutlu oluyorum. Kimi yeni bir hikayeye kimi bir dokunuşa inanıyor, yanlarında bir parçam geziyormuş gibi hissettiğim tüm ruhlar adına çok mutluyum. Umarım tasarımlarım sizinle ruh bulur...

İletişim formu